13 Aralık 2019 Cuma

Kitin ve Kitosan




Kitin ve kitosan, tarım, gıda, biyotıp, ilaç, kağıt üretimi ve tekstil endüstrisi ile kozmetik ve su arıtmasındaki potansiyel uygulamaları nedeniyle önemli araştırma alanları olan bir biyopolimerdir(canlılardan elde edilen içinde bir çok molekül barındıran bir birleşik molekül). Bir polisakkarttir(karbonhirat) ve doğada selülozdan sonra en çok bulunan karbonhidrattır. Pek çok canlının yapısında bulunur. Özellikle kabuklu deniz canlıları(yengeç, ıstakoz, karides) kitin için ham madde kaynağıdır.
Tıbbi ve kozmotik kullanım alanları nedeni ile çok yüksek hızla artan bir talep vardır. Kitini bağlı olduğu protein ve minerallerden ayırarak saflaştırmak özel kimyasal işlemlerle gerçekleşir. Bu süreçte kullanılan ısıtma ve kimyasal maddeler önemli bir maliyet kalemi oluşturur. Kitinin saflığı ve molekül özellikleri elde etme süreçlerinde kullanılan yöntemlere göre farklılıklar gösterir. Deniz kabuklularından elde edilen kitinin mevsimsel özellik taşıması, yüksek mineral içeriği(ağır metaller gibi) ve allerjen olma potansiyeli nedeni ile alternatif kitin kaynaklarına yönelinmiştir.
Kitin içeren canlıların ham madde olarak kullanılacağı aşamaya kadar olan süreç doğada geliştiği ve kontrol edilemediği için standart bir ürün elde edilmesinde kısmen bir dezavantaj taşır. Bu nedenlerle mantarlardan ve böceklerden kitin elde edilmesi konusunda son yılarda bir arayış vardır.
Black soldier fly larvaları önemli miktarda kitin içerir ve mevcut ticari kitin ile karşılaştırılabilir özellikler taşıdığı gösterilmiştir. Büyük ölçekli BSF üretim tesislerinde önemli bir girdi kalemi oluşturabilme potansiyeli taşımaktadır mevcut ham madde kaynaklarına göre sürdürülebilir bir seçenek sunar. Kitinin kanama durma, cerrahi iplikler, antibakteriyel ürünler, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğinin artırılması gibi üzerinde araştırma yapılan ya da ürüne dönüştürülen çok önemli kullanım alanları vardır. BSF üretimi yapan uluslararası firmalar yem ham maddesi yanında kitini yüksek katma değerli bir yan ürün olarak geliştirerek ya da kitin üreten işletmelere hammadde kaynağı sağlayarak girdilerini artırmaya çalışmaktadırlar. Kitin çeşitli kimyasallar ve ısı ile demineralizasyon-deproteinizasyon sonucu elde edilir. Suda çözünmez. Kitosan ise kitinin deasetilasyonu ile elde edilir ve asidik ortamda ve suda ise kısmen çözülür. Bu özellikleri nedeni ile mamul geliştirecek firmalar tarafından kitin yada kitosan formunda kullanılırlar.
BSF üretiminde prepupa evresinde kitin melanine bağlı olarak bulunur ve ondan ayrıştırılması çok zordur. Bu nedenle prepupa evresindeki larvalar kullanılmaz “fifth instar” evresindeki larvalar kullanılır. Yağ ve protein ham maddesi dışında kitin ve melanin gibi katma değeri yüksek yan ürünler hem endüstriyel ölçekte üretim yapacaklar hem de Ar-Ge çalışması yürütecekler için önemli fırsatlar sunuyor.
Kış sezonunda bir taraftan üretim süreçlerini yürütürken konu ile ilgilenen akademik araştırmacılarla görüşüyorum. Sivil toplum örgütlerini ve Belediyeleri BSF konusunda heyecanladırmak için doküman desteği ve sunumlar yapıyorum. Yaz sezonu ile beraber sahip olduğum işletmede yürütmekte olduğum Arge çalışmalarına kaynak sağlamak ve BSF üretiminin yaygınlaştırlmasına katkıda bulunmak için küçük ya da büyük üretici adaylarına uygulamalı bir eğitim vereceğim.

27 Kasım 2019 Çarşamba

BSF larvalarının kullanılmasında yasal bir engel yok





Geçtiğimiz yıl Ekim ayında CİMER’e böceklerin yem hammadesi olarak kullanımına ilişkin başvuru yapmıştım.

Ülkemizde giderek artan bir yem ham maddesi açığı var. Ekilebilir alanların ve temiz su kaynaklarının önemli bir bölümü yem ham maddesi üretimine ayrılmış durumda. Üretim sırasında önemli bir karbon ayak izi bırakılıyor. Özetle durum sürdürülebilir değil. Yem maliyetlerinin en önemli kısmını hayvansal protein oluşturuyor ve bu konuda nerede ise tek alternatif balık unu. Balık unu fiyatları dolar bazında tüm dünyada artıyor ve aşırı avlanmaya bağlı okyanus ekosistemi de tehdit altında. Ülkemiz gerek soya proteinini gerek balık ununu tüketimimizi karşılamadığı için ithal ediyor ve yem fiyatları giderek artıyor. Gelişmiş ülkelerde böcek proteini yem içeriğinde alternatif hayvansal protein kaynağı olarak giderek artan oranda kullanılmaya, regülasyonlar değiştirilmeye ve devasa kapasiteli böcek çiftlikleri kurulmaya başlandı. AB, Kanada gibi ülkeler yönetmeliklerini geçtiğimiz yıl yeniden düzenleyerek böceklerin balık ve tavuk yemi olarak kullanımına izin verdiler. Ülkemizde bu konuda hem farkındalık hem de mevzuat olmadığı için üretim yapılmıyor. Oysa atıkları proteine dönüştüren böcek yetiştiriciliği büyük yararlar sağlıyor. Hem ekonomik hem ekolojik olarak. Konuyu Tarım bakanlığı yem dairesi ile görüşerek bir dosyayı ilettim. Yem daire başkanı Kayahan Bey konuyla çok ilgilendi ancak desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Özet olarak; Tarım bakanlığının konu ile ilgili mevzuatı hazırlaması ve biran önce bu konuda bir farkındalığın oluşturulması ülke menfaatine olacaktır.

Başvuruma aşağıdaki cevabı almıştım:

Sayın Tamer ÇALIKOĞLU Mustafa Kemal Mah. 2091 Sok. No:10 Çankaya/ANKARA İlgi : 27.09.2018 tarihli 1801838044 numaralı başvurunuz. İlgi yazınız incelenmiş olup; böceklerden elde edilen proteinlerin yemlerde yem hammaddesi olarak kullanımına ilişkin, halen yürürlükte olan Yemlerin Piyasaya Sunumu ve Kullanımı Hakkındaki Yönetmelikte belirtildiği üzere "Gıda amaçlı olmayan hayvan yemleri için yem maddeleri kategorileri" olarak belirlenmiştir. Ayrıca AB mevzuatları kapsamında, kanatlı hayvanların böcek proteinleri ile beslenmesinde herhangi bir serbestlik bulunmamaktadır. Bakanlığımızın uzman görüşleri, böceklerin gıda amaçlı beslenen hayvanların beslenmesinde kullanılamayacağı yönündedir. Bu itibarla çiflik ortamında üretilmiş olan böcekler, yukarıda belirtilen yönetmelik kapsamında değerlendirilmelidir. Bilgilerinize sunulur.
Harun SEÇKİN
 Bakan a. Genel Müdür Yardımcısı V

Cevap yazısının "harika" Türkçesine ek olarak dikkat çeken nokta Avrupa Birliği mevzuatında balık yemi olarak kullanımına izin verilmiş olması değil tavuk yemi olarak henüz izin verilmemiş olmasının referans alınarak “Bakanlığımızın uzman görüşleri, böceklerin gıda amaçlı beslenen hayvanların beslenmesinde kullanılamayacağı yönündedir” ifadesine dayanak yapılması.

İlgili yazıda dayanak olarak gösterilen “Yemlerin Piyasaya Sunumu ve Kullanımı Hakkındaki Yönetmelik” dikkatli bir şekilde okudum. Bizleri ilgilendiren birkaç nokta var

1-  Kısıtlama ve yasaklar
2-  MADDE 7 – (1) Hayvan besleme amacıyla piyasaya arz edilen yemler, kullanımı yasaklanan maddeleri içeremez, kısıtlanan maddeleri ise ancak belirlenen sınırlarda içerebilir. Yasaklı maddeler ve kısıtlanan maddeler Ek-2’de belirtilmiştir. Acil önlem alınması gereken durumlarda Ek-2’de yapılacak değişiklik prosedürü tamamlanıncaya kadar, ihtiyati tedbir olarak Bakanlık, bazı yem maddelerinin kullanımını geçici olarak yasaklayabilir veya kısıtlayabilir.


Bakıyoruz Ek-2 listesine böceklerle ilgili bir kısıtlama yok.

Yasaklı maddeler
1. Hormon ve hormon benzeri maddeler,
2. Koksidiyostatlar ve histomonostatlar haricinde, yem katkı maddesi olarak antibiyotikler ve ilaç niteliğindeki maddeler,
3. Hayvansal proteinler (Et-kemik unu, kemik unu, kan unu ve diğer kan ürünleri, tavuk unu, balık unu, hidrolize protein, ve benzeri) ile hayvansal orijinli organik DCP (Dikalsiyum Fosfat) ve TCP (Tirikalsiyum Fosfat)’nin, sığır, koyun, keçi gibi geviş getiren (ruminant) hayvanlarda kullanılması ve yemlerine katılması yasaktır. Aşağıdaki ürünler bu yasaklama kapsamı dışındadır:
-Süt ve süt ürünleri,
-Yumurta ve yumurta ürünleri,
- Jelatin (ruminant menşeili olmayanlar ve sadece yem katkılarında kullanılanlar)
4. Atık yağlar ve bu yağlardan elde edilen ürünler,
5. Kürk hayvanlarının beslenmesi hariç restoran ve yemekhane artıkları,
6. Gübre, idrar ve herhangi bir işleme veya karışıma maruz kalmamış sindirim sistemi içeriği,
7. Tanenli maddeler ile muamele edilen deri ve deri artıkları,
8. Hasattan sonra bitki koruma ürünleri ile özel işleme tabi tutulan tohumluklar ve diğer bitkisel çoğaltım materyalleri ve onlardan elde edilen yan ürünler,
9. 31/12/2009 tarih ve 27449 sayılı 4 üncü mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan “Biyosidal Ürünler Yönetmeliği” nin Ek-A’sında yer alan odun koruyucuları gibi biyosidal ürünler ile muamele edilmiş odun, talaş ve bunların tozları,
10. Her türlü kentsel ve endüstriyel atık sulardan elde edilen nihai atıklar,
11. Ev atığı gibi katı kentsel atıklar,
12. Tarım ve gıda sanayinde kullanılan ürünlerin ambalajları ya da ambalaj parçaları,
13. N-Alkanlarda kültürü yapılan Candida cinsi mayalardan elde edilen protein ürünleri.


3   MADDE 23 – (1) Bakanlık, ürün özellikleri hakkında bilgi oluşturmak ve bilgi alış verişini kolaylaştırmak, yem maddeleri ve karma yemlerin etiketlendirilmesinde ve yem sektöründe kullanılmak üzere yem maddeleri kataloğu hazırlar ve Bakanlığın internet sitesinde yayımlar. Bu katalog ihtiyaca göre ilgili sektör paydaşları ile birlikte görüşülerek değiştirilebilir ve güncellenebilir.



Doğal olarak herhalde bu listede böcekler olmadığı için kullanıma izin verilmiyor olmalı diye düşünüyoruz. Bakanlığın ilan ettiği katalog  meğer Avrupa Birliğinin kataloğuymuş. Ne güzel. Tıklıyoruz.


“Terrestrial invertebrates” karasal omurgasızlar olarak açıkça böcekleri tanımlıyor ve listede var. Canlı olarak verilmesinde hiçbir kısıt yok iken ölü ve işlenmiş olarak Avrupa Birliğinin "REGULATION (EC) No 1069/2009 OF THE EUROPEAN PARLIAMENT AND OF THE COUNCIL"
Başlıklı düzenlemesine atıf yapılıyor. Bu düzenlemede mezbaha(rendering ürünler) ve yemek atıklarını içeren Ketogori 3 yem hammaddeleri içinde değerlendiriliyor. Böceklerin bu kapsamda değerlendirilmesinden kaynaklanan sorunlar nedeni ile Avrupa Birliği Temmuz ayında yayınladığı(COMMISSION REGULATION (EU) 2017/893 of 24 May 2017) düzenleme ile böceklerin balık yemi olarak kullanımın önünü açmış ve aşağıdaki türlerle ilgili kısıtlamayı kaldırmıştı. Ayrıca bu yönetmelik diğer düzenlemelerdeki böceklerin kullanımı ile ilgili diğer çapakları da temizlemişti.
Ne diyor bu düzenleme diye bakıyoruz.

" Processed animal protein derived from farmed insects, intended for the production of feed for farmed animals other than fur animals, may only be obtained from the following insect species: (i) Black Soldier Fly (Hermetia illucens) and Common Housefly (Musca domestica); (ii) Yellow Mealworm (Tenebrio molitor) and Lesser Mealworm (Alphitobius diaperinus); (iii) House cricket (Acheta domesticus), Banded cricket (Gryllodes sigillatus) and Field Cricket (Gryllus assimilis).’;”

2 2.  the substrate for the feeding of insects may only contain products of non-animal origin or the following products of animal origin of Category 3 material:
a.        — fishmeal,
b.       — blood products from non-ruminants,
c.        — di and tricalcium phosphate of animal origin,
d.       — hydrolysed proteins from non-ruminants,
e.        — hydrolysed proteins from hides and skins of ruminants,
f.        — gelatine and collagen from non-ruminants,
g.        — eggs and egg products,
h.       — milk, milk based-products, milk-derived products and colostrum,
i.        — honey,
j.         — rendered fats;
3-      the substrate for the feeding of insects and the insects or their larvae have not been in contact with any other materials of animal origin than those mentioned in point (2) and the substrate did not contain manure, catering waste or other waste.’;"

İçinde BSF larvalarının da olduğu bazı böcek türlerinin yem hammadesi olarak kullanılmasını onaylıyor. Ancak bu böceklerin beslenmeleri konusunda bazı kısıtlamalar getirmiş. 

Özet:

BSF larvalarının yem olarak kullanımı ile ilgili yasal bir engel yoktur. Bakanlıktan bana verilen "uzman görüşü olarak uygun görülmemiştir" ifadesi yönetmeliklerin üstünde yer alamaz. BSFL Yönetmeliklerde atıfta bulunulan yem kataloglarında hammadde olarak(Karada yaşayan omurgasız) yer almaktadır.
Avrupa Birliğinin konu ile ilgili daha net bir çerçeve sunduğu ve balık yemi olarak kullanılabileceğine ilişkin 2017 tarihli düzenlemenin bizim mevzuatımızda karşılığı yoktur. Bakanlığın bir kısıtlama yapacaksa benzer bir düzenleme yapması gerekiyor. 
Bakanlık ilgili dairelerinin konu hakkında bilgi sahibi olduklarını hiç sanmıyorum. Bu değişikliklerden, yem kataloglarında bir hammadde olarak böceklerin yer aldığından haberdar olduklarından da emin değilim. Üretici adaylarının işin mevzuat tarafına hakim olarak resmi izin için  başvuru yaptıklarında ilgili bürokratları yönlendirebilmeleri açısından bilgi sahibi olmalarında yarar var. İster ticari, ister çevreci, ister romantik, her ne motivasyonla olursa olsun bu konuda Bakanlığın yönlendirilmesine katkıda bulunmanın, peşinen verilecek ”uzmanlarımız uygun bulmuyor, yönetmelik izin vermiyor” gibi gerekçelerin ne hukuki ne bilimsel bir altyapısının olmadığını bilmenin yararlı olacağı kanısındayım. 
Avustralyada hayvanların doğal gıdası olan hiçbir yem hammaddesi(elbbette böceklerde) üretimi izne tabi değil. Amerikada FDA BSF larvalarını güvenli bir hammadde olarak balık ve tavuk yemi olarak öneriyor. Avrupa balık için izin verdi 2020 de tavuk için de çıkacağı kesin gibi görünüyor. Kanada da serbest. Ama bizim Bakanlık uzmanlarımız yasal bir engel yok ama "uygun" bulmuyoruz diyorlar.  İşimiz çok zor arkadaşlar. 
Bu yazıyı hazırlamak yarım günümü aldı. Katkı verecek ya da düzeltme yapacak arkadaşlar olursa çok memnun olurum. 

25 Kasım 2019 Pazartesi

Sezon değerlendirmesi




Bu yaz ve sonbaharda yeni bazı denemeler gerçekleştirme olanağımız oldu. Başlıklar halinde paylaşmak istiyorum.

Setup
Tül kafeslerle yapılan üretim tekniği oldukça verimli. Tül başına 7000 civarı sinek ile ortalama 6 günlük süre sonunda 20-25 gr yumurta verimi elde ettim. Bunu kış koşullarına göre tüm sezona yayacak olursak 10-15 gr olarak hesaplamak lazım. Yumurta toplamak için nem tutmayan ve ağırılığı bilinen yumurta yatakları çok iyi çalıştı. İstenmeyen yerlere bırakılan yumurta miktarı oldukça azdı.




Işık
Yaz döneminde ışık sorunu olmadı ancak. Gece yaptığım denemelerde https://www.evoconsys.com/products.html bu ürünün çalıştığını gözlemledim. Tamamen tesadüf eseri kullandığım bir “noname” beyaz LED lambadan da benzer bir sonuç aldım. “İndoor” üretim için özellikle sert kışı olan bölgelerde düşük maliyetli bir çözüm olabilir. Kışın sürdüreceğim üretimlerde alacağım sonuçları paylaşacağım.




Isı
Isı alt sınırının 30 dereceden aşağı düşmemesini öneriyorum. Katı yakıtla ısınan bir kalorifer sistemi ile sonbaharda 30 derece civarında bir ortam ısısı sağlamam mümkün oldu. Yumurta veriminde çok önemli bir parametre.

Larva beslenmesi
Kaba talaş ile larva beslenme ortamının havalandırılmasını denedim. Larvalar son derece sağlıklı bir şekilde beslendiler ve büyüdüler. Eğer kendi tavuklarınızı besleyecekseniz kesinlikle öneriririm. Hiç elemeden önlerine atıldığında keyifle ayıklayarak tüketiyorlar. Ancak bu ortam eleme aşamasında büyük sorun yaratıyor.

Orta ölçekli bir üretim düşünüyorsanız cinsine göre atıkların mutlaka parçalanması (max 0.5 cm büyüklüğünde)ya da fermete edilmesi gerekiyor. İskenderunda yaşayan Hasan Bey larva beslenmesi konusunda harika bir deneyim yaşıyor. Bu konuda benim ondan öğreneceklerim var. Kıyma makinası ile macun kıvamına getirilmiş atıklar hem larvaların beslenmesi hem de elenmesi sırasında önemli bir işçilik avantajı sağlıyor.

Otomasyon
BSF yetiştirme ortamının otomasyonu şart. Her gün yapılacak işlerin rollerine göre personelin önüne düşmesi, üretim kapasitesinin izlenmesi, sorunların erken tespiti, iklimlendirme gibi servisleri içeren web tabanlı bir yazılım oldukça ilerlemiş durumda. Bir ay içerisinde devreye almayı planlıyoruz.

Fizibilite
2000 tavukluk görece küçük ölçekli bir yumurta tavuğu işletmesi için fizibilite çalışması gerçekleştirdik. Yatırım maliyetleri yüksek gibi görünüyor ancak yatırım maliyetlerinin 4-5 yıl içerisinde geri döneceği hesaplandı.


Görüşmeler
Birkaç belediye ile atıkların değerlendirilmesi ve bir döngüsel ekonomik model olarak tavuk yetiştiriciliğini önerdik. Bir miktar hayal kırıklığı yaşadığımızı söyleyebilirim. Başlangıçta heyecanla karşılamalarına rağmen ya “daha önemli” işleri var ya da ben iyi anlatamadığım için henüz yol alamadık. Yönetmelik konusunda hala bir ilerleme sağlayabilmiş değiliz. Bakan yardımcısı seviyesinde lobi yapmaya çalışıyoruz.

Araştırma Kümesi
200 tavukluk bir araştırma kümesi kurduk. Yem hammaddesi olarak soya proteini yerine bsf larva proteinin ikamesi konusunu çalışıyoruz.
Tesisdeki kış aylarında ortaya çıkabilecek olan verim değişikliklerini ve sorunları bu ölçekte deneyimleme fırsatımız olacak. Bundan sonraki aşama larvaların yan ürünleri üzerine yapılacak denemeler olacak(Yağ-Kitin-Melanin vb).


Magoterapi
İlginç bir alan olan Magoterapi FDA tarafından “medical device” olarak onaylanmış. Larvaların diyabetik ayak yaraları, yatak yaraları, enfekte ülsere iyileşmeyen yaralarda mikrodebridman yaparak iyileşmeyi hızlandırıcı bir etkisi var. Medipol üniversitenin 60 saatlik(Bu kadar uzun sürede ne anlatacakları merak konusu) bir sertifikasyon programı var. Sertifika almış 4 doktor var. Son dönemde Ülkemizde şaşırtıcı bir şekilde yönetmeliği de mevcut. Hacamat, sülük, mezoterapi gibi uygulamalarla aynı kategoride değerlendirilerek Destekleyici Tıp Genel Müdürlüğünün çalışma alanına dahil edilmiş. Yeşil sineklerin larvaları kullanılıyor ve steril olarak üretilmeleri lazım. 2-4 günlük uygulama sonunda harika sonuçlar elde edilmiş. BSF larvaları sadece mikrodebridman değil aynı zamanda doku rejenerasyonunu hızlandıran ve antibakteriyel özellikleri olan enzimler salgıladığı için büyük potansiyele sahip. Sadece doktorlar uygulayabiliyor. Ülkemizde bu türün uygulandığını sanmıyorum



x

31 Temmuz 2019 Çarşamba

100 tavukluk setup



Karasal iklimi yaşayanlar için sezon sonuna yaklaşıyoruz. Bu yaz BSF larvalarının üretiminde modüler bir üretim tasarımı denemesi gerçekleştirdik. Gerek işgücü, gerek larva verimi gerekse ölçeklendirme konusunda son derece yararlı bir deneyim oldu. Endüstriyel ölçekte üretim için gerekli tecrübe, maliyet, otomasyon altyapısı tamamlanmak üzere. Bu arada 100 tavukluk bir stok için ticari yem kullanmadan yaptığımız denemelerde son derece yeterli yumurta verimi elde ettik ve henüz hiç ölüm yaşanmadı. Daha önceki yazılarımda anlattığım gibi larvaların tavuk yemi olarak kullanımı ve manav atıkları ile desteklenmesi küçük ölçekli üretim yapmak isteyenler için yem maliyetlerini nerede ise sıfıra düşüren harika bir model. 100 tavuk için günlük 750 gram taze larva üretmek tavukların ihtiyaç duyduğu protein ve yağ ihtiyacını fazlası ile karşılıyor. Sebze-meyve atıkları ile desteklendiğinde tavuklar için gerekli besin ihtiyacı tamamlanmış oluyor. 2 aydır bu ölçekte yaptığım denemelerde aldığım sonuçlar cesaret verici ve tüm adaylara öneriyorum. Kaba bir hesapla bir dişi sinek bir tavuğun ihtiyacı olan larva kadar yumurta veriyor(Bu rakamı, yumurta ve larva kayıplarını göz önünde bulundurarak veriyorum). 100 tavuk için teorik olarak günde 100 çiftleşmeye ihtiyaç var. 12 günlük larva besleme periyodunu hesaba katacak olursak ve ihtiyaç duyulan sinek sayısını 2 kat artırarak hesap yaptığımızda 400 sineklik bir popülasyonu bunu da 12 gün ile çarparsak 5000 sineklik bir koloni elde ediyoruz. 2000 sineklik 3 kafes düzenli bir döngü ve larva akışı sağlamak için yeterli olacaktır. Metrekareye 50 bin larva 12 günlük beslenme sonunda yaklaşık 2 kg/metrekare taze larva verecektir. Bu larvaların 750 gr her gün tavuklara vereceğiz. 12 gün için toplam 8 kg larvaya ihtiyacımız var. Larva beslemek için gerekli alan 4 metrekare ve her metrekareye toplam 50 kg %80 nem içerdiğini varsaydığımız sebze meyve atığını birinci beşinci ve sekizinci gün üç eşit parçada vereceğiz. Temin edilmesi gereken atık miktarı toplam 200 kg. Günde yaklaşık 20-30 kg olarak hesaplanabilir. Larva beslenmesi için kullanacaklarınız dışında tavuklara da vermeniz gereken sebze meyve atığına ihtiyaç var unutmayalım.
Özet:
1.       Üç kafeslik bir setup
2.       4-6 metrekare beslenme alanı(60x40 cm boyutlarında kasa kullanacak olursanız 16-24 kasa)
3.       Günde 20-30 kg sebze meyve atığı
4.       Parçalama-Eleme-Nem oranını düşürmek için kepek-Ön fermantasyon için yeterli atık bidonu gibi major alet ve sarf malzemeleri






25 Nisan 2019 Perşembe

Larva beslenmesi üzerine…




Yumurtalardan çıkan minik larvaların kaliteli sindirimi kolay bir başlangıç mamasına ihtiyacı vardır. Larva kaybını ve gelişimini etkilediğinden başlangıç maması üzerine çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Miktar olarak az kullanıldığı ve bu nedenle maliyeti çok artırmadığı için tavsiye edilen en besleyici başlangıç maması için yaygın olarak önerilen formül “Gainesville House Fly Diet”
Buğday kepeği %50
Soya Unu %30
Mısır unu %20
5 kısım bu karışıma 6 kısım su ilave edilerek hazırlanıyor(; Hogsette 1992)
5 gün sonra artık gözle görülebilir boyuta gelen larvalar %60-70 civarı nem içeren beslenme ortamına taşınabilirler. Metrekarede 50 bin larva hesabı yapabilmek için bu 5 günlük larvaların birim ağrılıktaki sayılarını bilmek gerekiyor. Larvaların iştahla yemeye başladıkları dönemde ne ile beslendiğine göre gelişim hızları biyolojik döngü süresi, sinek ağırlıkları, yumurta sayıları ve prepupa besin içeriği önemli değişikliklere uğruyor. En kolay ulaşılabilir mama olarak sebze meyva atıkları ve mutfak atıklarından yararlanılabilir. Gübre de larva beslenmesinde kullanılabilir ancak büyük baş hayvan gübresinin içeriğindeki yüksek selüloz nedeni ile sindirilebilirliği oldukça düşük. Sebze ve meyva atıklarında ise kuru madde oranı %15-30 civarında ve selülozik komponentlerini(kabuk) de düşmek gerekiyor. Mutfak atıklarının besin değeri daha yüksek bu nedenle daha az mamayla daha çok larva elde edilebilir.
Sonuç olarak larva beslenmesinde kullanılacak atıkların hacmini hesaplarken atık türünün de göz önünde bulundurulması lazım. Sebze meyva kullanılacaksa bunların parçalanması ve sindirilebilirliğini artırmak için ön fermantasyonu çok yararlı. Bu nasıl yapıyoruz?. Plastik atık bidonlarına ağzına kadar bu parçalanmış karışımı dolduruyoruz. Bir miktar laktobasil eklenmeli(Ekşimiş yoğurt ya da kendi kültürünüzden kullanabilirsiniz) Kapağa ince bir çivi ile küçük bir delik açıyoruz. Sıcak bir ortamda bir hafta bekletiyoruz.
Eğer larvalar kasalarda beslenecek ise mama kalınlığı 7-8 cm geçmeyecek kalınlıkta olmalı. Kasalar azot miktarı çok yüksek ve aerobik fermantasyon olacağından hızla ısınacak ve kuruyacaklar. Takip ederek larvaları strese sokmayacak şekilde karıştırmak ve su ile soğutmak gerekebilir. Isınmayı 45 dereceye kadar sorun etmeyin. Larvaların besinleri sindirmek için gerekli optimum ısı bu dereceye yakın değerler.
Mamanın fermantasyonu ve parçalanması sonrasında elenmesi için de önemli bir avantaj sağlayacak. Prepupa aşamasına geçen larvaları gördüğünüzde 3 gün ortamı kurumaya bırakın elemede kolaylık sağlayacaktır. Geç larva ve erken prepupa aşamasındaki bu larvalar besin değeri açısından en iyi durumdaki formlardır. Prepupaları göçe zorlamak isterseniz kutunun altına daha büyük bir kutu daha yerleştirin. Kaba talaş serpin(bu göç eden larvaların üzerindeki suyu da emecek) ve içerideki kutuyu ılık suyla ıslatın. Oldukça nemli hale gelmesi lazım. Kısa süre içerisinde kutunun kenarlarından yukarı doğru çıkmaya başlayacaklar. Bu yöntemi kolonini idamesi için kullanacağınız prepupaları sağmak için öneririm. Ancak deneyimlerime göre eleme yöntemi ile larva hasatı daha hızlı ve efektif. Larvaların beslenme ortamının aşırı nemlenmesi ve sızıntı suyunun oluşması kullanılacak atığa göre değişiklik gösterir. Sebze meyva ya da mutfak atıkları kullanacaksanız nemi azaltacak coco peat(Hindistan cevizi kabuğu) ya da kepek gibi malzemeler ekleyebilirsiniz.
 Hasat edilen larvaları tavuklarınıza canlı olarak verebilirsiniz. Özellikle mama olarak gübre kullanmıyorsanız canlı olarak verilmesinin tavukların gut sağlığına çok olumlu etkisi olduğu kanıtlanmış. 13-15 derece ısıda kuru bir depolama alanı ayarlayabilirseniz larvalarınızı günlerce saklayabilirsiniz. Larvalar yüksek yağ içerir ve öldüklerinde kurutulsalar dahi oksidasyona(acıma) uğrar. O yüzden yağsızlaştırmak gerekiyor. Bu noktadan sonra larvaların işlenmesi başlığına geçiyoruz ki ayrı bir yazı konusu olacak

19 Mart 2019 Salı

Yeni Sezon... Sıkça Sorulan Sorular



İlk kez BSF yetiştiriciliğine başlayacak olanlar için denemelerimden öğrendiklerimle eski yazımdaki bazı noktaları değiştirerek bir kılavuz hazırladım. Tekrarlar olabilir. Sorular geldkçe genişleteceğim.

Ne kadar larva almalıyım?
Bu üretim ölçeğinize, coğrafyanıza ve cesaretinize bağlı. Güneyde yaşıyorsanız sezon uzun süreceğinden daha sınırlı bir alımla başlayarak 1.5 ay kaybetmeyi göze alabilirsiniz. 3000-5000 larva yeterli olacak, her şey yolunda giderse bir sonraki kuşakta yeterli büyüklükte bir koloni sahibi olabileceksiniz. Karasal iklim bölgesinde yaşayanların 10 bin larva ile başlamaları ideal olanı. Tavuk ve balık beslemesinde kullanmak isteyenler ya da üretici olup larva satışı yapmayı planlayanlar için bu söylediklerim. Hobi ölçeğinde yapılacak denemelerde bu sayılarınların altında larva stoğu yeterli olacaktır.

Nasıl bir set-up tercih etmeliyim?
Bu konuda değişik seçenekler var. Ben kendi önerimi ileteyim araştırmalarınızla farklı bir tasarımı tercih edebilirsiniz. Modüler bir tasarım öneririm. 90x90 taban alana sahip 170cm yükseklikte tül ya da sineklikten bir kafes ve bu kafesin asılacağı bir konstrüksiyon. Bu model eawag sitesinde gayet güzel anlatılıyor.

Larva beslenmesini nasıl yapacağım?
Larvalar için plastik kasalar ya da birkaç büyük boy beslenme yatağı ya da yerde hazırlanmış beton havuzlar tercih edilebilir. Larva stoğu arttıkça beslenme için gerekli atıkları toparlamak zorlaşabilir. Atıklar olduğu gibi larvalara verildiğinde daha yavaş tüketilirler. Mümkün olduğu kadar küçük parçalara doğranmalı(başlangıçta mutfak tipi bir parçalayıcı yeterli olur) ve plastik atık bidonlarında anaerobik ortamda bir hafta fermante edilmesi yüksek asidite nedeni ile karasinek larvalarını bertaraf ederken çürüme nedeni ile larvaların tüketim hızını da artırır. Sebze meyva atığı kullanılacak olursa yüksek su içeriği nedeni ile kepek kullanılarak kıvam verilmesi beslenme ortamında birikecek ve larvalar için toksik olan sızıntı suyunu azaltacaktır. Karasinek popülasyonu ve koku komşuları rahatsız edebilir. Bu nedenle sinek tuzakları yerleştirmelisiniz. Isı değeri 28 derecenin altına düşmesin. Kuşlar ve farelerin larvalara bayıldığını unutmayın.

Larvaların ayıklanmasını nasıl yapacağım?
Eğer küçük partikül boyutunda atıklarla beslemeyi becerdiyseniz eleyerek. Birkaç gün beslemeden ortamın kurumasını bekleyin işiniz kolaylaşacaktır. Aksi takdirde göç etmelerini beklemek dışında seçenek kalmıyor. Göç eden, bunu özellikle gece yapan ve 100 metre mesafeye kadar uzaklaşabilen larvaların toplanması için yatağın dışında bir önlem almalısınız. Bu kısmı sizin yaratıcılığınıza kalmış.

Larvalar hastalanır mı?
Evet çok dayanıklı olmakla beraber larvalarda kitlesel ölümler ve koloni çökmesi yaşanır. Endüstri için de önemli bir sorun. Üzerine çalışmalar yapılıyor. Eğer larva besleme ortamında larvalar kitlesel olarak ölüyor içleri boşalmış gibi hafif koyulaşmış olarak buluyorsanız tüm yatağı boşaltın canlı olanları kurtarmaya çalışmayın ve yatağı dezenfekte edin. Elinizde kalan diğer yataklardaki sağlıklı larvalarla yola devam edeceksiniz.

Larvaları nereden temin edebilirim?
Kim satıyorsa ondan alabilirsiniz. Sorularınıza sıkılmadan yanıt verecek üreticileri tercih edin. Sadece larva değil danışmanlık da aldığınızı göz önünde bulundurun. Benim tanıdığım tüm satıcılar böyle davranıyor zaten ama rekabet korkusu nedeni ile ketum davrananları tercih etmeyin. Siz üretici olduğunuzda bugünleri unutmayın ve paylaşımcı olun. Ne kadar çok üretici ve başarı hikayesi o kadar büyük pazar demektir.

19 Şubat 2019 Salı

Kış Aylarında Black Soldier Fly Larva Üretimi-Sonuçlar



Bu kış denemesini gerçekleştirdiğimiz BSF kolonisi kurulması ve larva üretimi sonuçlarını paylaşmak istiyorum. Üretime aşağıda ölçülerini verdiğim serada başlandı.

Yükseklik: 200cm
En: 170cm
Derinlik: 220m




Sera Güney cephe ve gün boyu ışık alacak şekilde pozisyonlandırıldı. Yaklaşık 1500  prepupa BSF larvası sera içerisine ağzı açık bir kutu içerisinde ve kaba talaş ile üzeri örtülerek kuru ve stressiz bir ortamda yerleştirildi.

60 Watt UVA-UVB lamba 500 Watt halojen ile zamanlayıcı kullanılarak sabah 00:6-00:8 ve akşam 17:30-20:00 arasında çalışacak şekilde ışık ve UV desteği sağlandı. 3000 Watt elektrikli sıcak hava üfleyen bir ısıtıcı ile ortam ısısına göre değişen şiddette çalışan bir ısıtma sistemi kuruldu. Başlangıçta nebülizatör ile ancak yeterli nem düzeyi sağlanamadığı ve su rezervuarı küçük olduğu için verim alamadığımızdan 10 litre kapasiteli serinletici kullanılarak nemlendirme yapıldı. Bir kablosuz modem ve buna bağlı bir HD IP kamera kullanılarak sera ortamı sürekli olarak gözlendi. Nem ve ısı sensörleri ortam nemi verileri Raspberry Pi sunucu üzerinden kontrol edilerek uzak sunucu veritabanına yazıldı. Bir Web arayüzü geliştirilerek nem ve ısı değişiklikleri ve kayıtlar izlendi.

Dış ortam ısısı -15 civarına düştüğü zamanlarda bile gece ve gündüz ısıları 23-32 derece arasında ortam nemi %50 ve üzerinde tutulabildi. Daha önceki yoğun yapay ışık ve daha az gün ışığı sağlanabilen denemeye göre belirgin olarak daha fazla çiftleşme gözlendi.
Güneşli kış günlerinde sera içi ısısı 45 dereceye kadar yükseldiği için karşılık olarak kurulan 100 m3/saat kapasiteli iki aspiratör ile sera havası soğutuldu. Sera duvarlarında oluşan yoğunlaşma nedeni ile BSF’lere ayrıca su verilmedi. Pupalardan sinekler çıkmaya başladıklarında zeminde oluşan ıslaklık nedeni ve yüzey gerilimine bağlı olarak sinek kayıpları arttı. Bu nedenle zemin döşemesi değiştirilerek zeminde su birikimi engellendi.


Yumurtlama ortamına karton kartujlar yerleştirildi. Atraktan içine ve kartonlara bolca yumurta bırakıldığı görüldü. Küflenme, iklimlendirme, ıslaklık gibi sorunlarla yoğun uğraştan sonra larvalar görüldü.




Sonuç olarak BSF yetiştiriciliği ısıtma maliyetleri karşılanabilecek olursa Ankara gibi sert ve kuru kış koşullarında bile üretiliebiliyor. Ancak ülkemizde daha ılıman iklimlerin olduğu coğrafyaların varlığı ve enerji fiyatlarındaki, yükseklik nedeni ile buna değer mi analizini iyi yapmak lazım. Önümüzdeki baharda koloni kurmak isteyenler için kendime idame için ayırdığım stok dışında kalan larvaları gönderebileceğim.  2 ay sonra yeni koloninin başlangıç prepupa sayısı daha yüksek olacağından stok konusunda elimin daha rahat olacağını umuyorum