18 Kasım 2025 Salı

İşlenmiş Böcek Proteininin Gıda İçeriğinde Kullanılması

Bu yazıda böcek yetiştiriciliğine başka bir açıdan bakalım. Her şey yem içeriğinde sürdürülebilir hayvansal protein ve enerji kaynağı olarak böceklerin kullanılması (soya ve balık unu yerine) ile başladı. Yüzlerce startup firma, akan fonlar, kurulan büyük tesisler, pek söz edilmeyen başarısızlık hikayeleri, yüksek maliyet nedeniyle rekabet sorunları, her yıl bir önceki yılın iki katı sayıda yayınlanan ama hayatta karşılığı olmayan araştırma makaleleri ile karmaşık bir süreç sürüyor. Böcek proteini çevresel etkisi düşük de olsa, soya ve balık ununa göre kapanacak gibi durmayan büyük maliyet farkı nedeniyle rekabet sorunu yaşıyor. Ama döngüsel ekonomi mantığı içerisinde atıkları, böcekleri kullanarak çiftlik hayvanları yemleri üzerinden besin zincirine kazandırmak hala kulağa çok hoş geliyor.

Son ürüne baktığımızda tavuk, balık, domuz, süt, yumurta vb. gıda olarak temel protein kaynaklarımız. Oysa böcekleri gıda güvenliğine uygun bir şekilde üreterek, işlenmiş hallerini besinlerin içerisinde doğrudan tüketmek konusunda her an bir kırılma yaşanabilir. Yani yeme alışkanlıklarımızı değiştirmeden, örneğin hamburgerin içerisinde tüketicinin lezzet açısından fark edilmeyecek oranlarda kullanılmasından söz ediyorum. 2025 yılında yapılmış bir çalışma %10 düzeyine kadar duyusal bir fark yaratmadan hamburger içeriğinde kullanılabileceğini gösteriyor. Et dışındaki bazı gıda ürünlerinin besin değerlerini artırmak amacıyla kullanılmasına zaten yasal düzenlemelerle (şimdilik sadece un kurdu) izin verilmiş durumda. Böcek proteinin besin değeri açısından mevcut protein kaynaklarımızla karşılaştırıldığında fazlası var eksiği yok. Mevcut gıda sistemi, yarattığı çevresel etki nedeni ile böceklerin gıda olarak kullanılmasını sürecini, sistem ve endüstri henüz hazır olmasa da beklenmedik ölçüde hızlandırabilir.

Böcek proteininin, konvansiyonel protein kaynaklarıyla hazırlanan ürünlerin, yani gıdaların içeriğine düşük oranlarda bile girmesi endüstrinin önündeki maliyet engellini ortadan kaldıracaktır. Zaten gıda olarak tüketebileceğimiz kalitede bir protein kaynağını çiftlik hayvanlarına yedirip bu hayvanları tüketmemizin kültürel nedenler dışında mantıksal bir açıklaması da bulunmuyor. Bu perspektiften yapılan analizler Excelde hazırlanan fizibilite raporlarında yeşil ışığı yakıyor

Böcek proteini, yüksek katma değerli ürünler ve gıda olarak tüketilmesi dışında yem endüstrisi için fazlasıyla kaliteli bir ürün. Bu nedenle gelecek vizyonunu yem dışındaki endüstriler için hammadde kaynağı olarak belirlemek gerekiyor. Araştırmaların da gıda güvenliği ama daha önemlisi verimli ve temiz üretim konusuna odaklanması şart.

Özet olarak karlılığın, çevresel yararın ve açlığın kültürel engelleri aşacağını düşünüyorum. Ülkemizde bile.. Dünyanın en büyük üretim tesisini kurmakta olan Enorm firması Black Soldier Fly larvalarının gıda olarak kullanılması için izin başvurusunu yapmıştı. Böcek çiftçiliğinde çok uzak olmayan bir gelecekte resim tamamen değişecek gibi duruyor. Tarım Bakanlığı yetkilileri ise olan biteni seyretmeye devam ediyor.

Son olarak geçtiğimiz hafta sonu Manisadaki kuş fuarına sevgili dostum Dr. Fethi Halepliler ile gittim. Bambaşka bir dünya. Çok eğlendim. Yem standlarını gezerken Delta firmasının YK-TR-5900555 numaralı yem imalat ruhsatıyla üretilmiş un kurdu protein tozunu gördüm. Yem içeriğinde kullanılmasında zaten sıkıntı yok ama un kurdu üretim izni nasıl alınmış bilmiyorum. Tarım bakanlığına başvuran üretici adayları firma ile konuşarak mevzuat engelini nasıl aştıklarını konuşabilirler.

30 Ekim 2025 Perşembe

Kedi Köpek Maması Yasal Mevzuat(Yemek atıkları, Böcekler boyutuyla)

 

Bu yazı böceklerin sokak hayvanları yem içeriğinde kullanılması konusunda ülkemizdeki mevzuatı irdeleyen spesifik bir yazı olacak. Meraklıları ve pet yemi üreticileri dışındakilerin ilgi alanına pek girmiyor.

Böceklerin çiftlik hayvanlarının yem içeriğinde kullanılması konusunda yasal bir engel olmadığını, üretim ve denetleme konusunda bir tebliğ eklikliği olduğunu daha önce yazmıştım. Böcekler izin verilen hammaddeler listesinde açıkça yer alıyor(Çünkü bu liste AB listesi ile aynı). Ama kullanılamıyor. Çünkü üretim izni alınamıyor? Niye izin alınamıyor, çünkü yasal olarak nasıl denetleneceği belirsiz.

Gelelim pet hayvanları yemi meselesine. Biraz arka plan vereyim. Sıfır atık kavramı ülke gündemine en yukarıdan desteklenerek nerede ise 10 yıldır girmiş bulunuyor. Bakanlık ve daire başkanlığı düzeyinde yürütülüyor. Kompost kampanyaları, şişe kapaklarının toplanması, poşetlerin ücretlendirilmesi, çevre bakanlığından başlayan ayrıştırma uygulamaları hayata geçiriliyor. Bu arada yemek atıklarının hayvan beslenmesinde kullanılması yasak. Konya Büyükşehir Belediyesi ülkemizin en büyük sokak hayvanları barınağının temelini atıyor. Bu tesis, modern tekniklerle köpek maması üretimi de yapılacak. Ancak atık ekmek ve yemek atıklarından mama üretimine Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından başlanmış ve temelde bir kompost makinesi olan dandik bir ekipmanı mama üretiminde kullanıyorlar. Basın çok ilgi gösteriyor. Ankara Belediyesi büyük sükse yapıyor. Aslında çok verimsiz ve sorunlu bir çözüm ama, kamuoyu satın alıyor ve takdir topluyor. Diğer belediyeler gıpta ile bakıyor. Sıfır atık kampanyası ve Ankara Belediyesi uygulamasının basında geniş yer bulması Konyadaki  mama tesisi kurulmasının motivasyonunu artırıyor. Fakat önemli bir pürüz var giderilmesi gereken. Yönetmelikler sokak hayvanlarının yemek atıkları ile beslenmesine izin vermiyor. Bazı akıllı bürokratlar yönetmelik değişikliğini meclis gündemine taşıyor ve yemek atıklarının kullanılması ile ilgili çalışmalar başlıyor.  Bu konuda temel 2 yönetmelik var

1) “İnsan tüketimi amacıyla kullanılmayan hayvansal yan ürünler yönetmeliği”. Bu Yönetmeliğin amacı; halk ve hayvan sağlığına, gıda ve yem güvenilirliğine yönelik riskleri engellemek veya asgariye indirmek amacıyla insan tüketimine sunulmayan hayvansal yan ürünler ile bunların türev ürünlerine ilişkin sağlık kuralları ile ilgili usul ve esasları belirlemek.

Bu yönetmeliğe göre Pet hayvanlarının beslenmesine izin verilen materyaller Kategori 3 olarak adlandırılıyor. Bu materyallerin tanımlayan yönetmeliğin 7 maddesinin c bendinin16. Maddesi “Uluslararası taşımacılık yapan ulaşım araçlarından elde edilenler hariç diğer yemek atıkları.” Yani yemek atıklarının mama içeriğinde kullanılması konusunda yasal engel kalkıyor.

Yönetmeliğin 7. maddesinin c bendinin 12. Maddesi “İnsan ve hayvanlarda hastalık yapıcı olanlar dışındaki su ve kara omurgasızları “ da kategori 3 materyal olarak tanımlı. Yani böcek larvaları da pet hayvanı yem içeriğinde kullanımına izin verilen bir materyal. Yemek atığı ile aynı.

Aynı yönetmeliğin 13. Maddesinde Kategori 3 materyallerin hangi hayvanların beslenmesinde kullanılabileceğinin çerçevesini çiziyor. Aynı tarihli yönetmelik değişikliği ile (g) maddesi şu şekilde yayınlanıyor. g)Yem amaçlı yetiştirilen böcek, solucan ve kurtçukların. İşte bu değişiklik ile AB’nin önüne geçerek yemek atıkları ile böcek besleyebilen bir ülke haline geliyoruz.

 

2) Diğer Yönetmelik değişikliği  “Yemlerin piyasaya arzı ve kullanımı hakkında yönetmelik”te yapılıyor. Yönetmelik” eklerinde “gıda amaçlı olmayan hayvan yemleri için yem maddeleri kategorileri” altında “Böcekler, tüm böcek çeşitleri ve gelişim aşamaları” şeklinde yer alıyor.

Nasıl çok mu karışık oldu.?

Şöyle özetleyeyim.

Yasal olarak yemek atıkları ve böcekler  kedi ve köpeklerin beslenmesinde kullanılabilir. Ayrıca yemek atıkları ile BSF larvalarının beslenmesinde de yasal engel yok. (Oysa AB buna izin vermiyor.)

Fakat ülke olarak çok sık başımıza geldiği gibi okyanusu geçip derede boğuluyoruz. Neyle beslenebileceğine ve nerede kullanılabileceğine dair yasal altyapı tamamlanmışken, nasıl üretileceğine sanki görünmez bir el engel oluyor. Oysa hazırlamış olduğum ve ilettiğim yönerge başka görüşler de alarak hızla hayata geçirilebilir.

Sokak hayvanları konusunda çıkan kanun sonrasında arka arkaya barınaklar açılıyor. Sokak hayvanlarının beslenmesi şimdiye kadar, ne bulurlarsa ve hayvan severler tarafından satın alınan mamalarla sağlanırken, tüm yük belediyelerin omuzlarına biniyor. Kedi köpek maması üretimi patlamış durumda ve oluşan ekonomik yükü belediyelerin kaldırması sürdürülebilir değil. Kedi köpek maması hammaddelerine artan  talep dolayısıyla çitlik hayvanı yem fiyatları da çok yükselecek. Yani dolaylı olarak artan çiftlik hayvanı üretim maliyetleri ve fiyatlarının baskısıyla yeni ve kocaman bir ithalat kalemi daha bizi bekliyor. Büyük miktarlarda köpek maması hammaddesi ithal edeceğiz. Böcek proteini de bunun içinde.

 

 

25 Ağustos 2025 Pazartesi

Böcek yetiştiriciliği parlak bir gelecek vaad ediyor. Ama sorunlar da var...


Böcek yetiştiriciliği ile ilgili araştırma ve okumalarım sırasında Nisan 2025 tarihinde yayınlanmış, bir bölümünü aşağıda paylaşacağım bir raporla karşılaştım.  Endüstri tüm yönleri ile ele alınmış, üretici ve yatırımcılar açısından yol gösterici bir döküman ortaya çıkmış. Sıkça karşılaştığım, çıkış arayan küçük üretici adaylarının ve yatırımcıların cesaretini, sektörün parlak geleceğinin yanı sıra, sorun ve sıkıntılarından da söz ederek kırdığım için üzülüyordum ama bu dökümanın kaygılarımı paylaştığını gördüm. 

Böcek endüstrisi ülkemiz için önemli fırsatlar sunuyor. Kervanı yolda düzmeye alışmış iş kültürümüze pek uygun olmasa da, yeterli deneyime ve finansal desteğe sahip insanlarla, coğrafyamıza özgün bir modelle, kararlı, planlı ve hazırlıklı olarak yola çıkmak gerekiyor. 

 --------------------------------------------

BSF teknolojisi, bildiğimiz besi veya tavuk çiftçiliğinden temelde farklı değildir. Tek fark, bu endüstrilerin 80 veya 100 yıllık bir deneyime sahip olmasıdır. Bu nedenle, deneyimsizliğin ve karşılaştırılabilir vaka eksikliğinin, karlılık ve sürdürülebilirliğe ulaşmada büyük bir zorluk oluşturmaya devam etmesi şaşırtıcı değildir. 

1. Ölçekleme Zorlukları

Birçok böcek şirketi, operasyonlarını küçük pilot projelerden endüstriyel ölçekli üretime ölçeklendirmede zorluklarla karşılaşmaktadır. Hızlı ölçekleme genellikle verimsizliklere, yüksek sermaye giderlerine ve altyapı kurulduktan sonra teknik veya değişiklikleri zorlaştıran tasarım hatalarına yol açar. 

2. Atık Temini ve Kalitesi 

Hammaddenin bulunabilirliği ve sürekliliği, BSF şirketlerinin performansında ve karlılığında önemli bir rol oynar. Düşük maliyetli hammadde temini, ürünün besin değeri ve standardizasyonu sağlamak açısından yaygın bir sorundur. 

3. Teknoloji ve Maliyetler 

Böcek üretim süreci, larvaların yetiştirilmesinden hasat edilmesine, protein, yağ ve gübrenin ayrıştırılmasına kadar birçok teknik adımı içerir. Yüksek teknolojili otomasyon sistemleri, özellikle Avrupa kaynaklı olanlar, genellikle pahalı ve bakımı zordur.

4. Yasal Düzenlemeler ve Tüketici Kabulü

Böcek proteini, yağı ve gübre pazarı, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika gibi bölgelerde önemli düzenleyici engellerle karşı karşıyadır. Hammadde kullanımı ve böcek türevli ürünlerin satışı üzerindeki sıkı düzenlemeler, pazar penetrasyonunu yavaşlatmıştır. Yasal düzenlemeler ülkeler arasında tutarsız olabilir ve bu da daha fazla engel yaratabilir.

5. Yatırımcı Davranışı ve Finansal Kaynak

Birçok “startup” böcek şirketi girişim sermayesi tarafından desteklenmiştir, ancak bu şirketlerden bazıları kötü stratejik seçimler nedeniyle vaatlerini yerine getirememiştir. Bu durum, yatırımcıların pazardaki yeni oyuncuları finanse etme konusunda isteksiz olduğu bir "bekleyelim ve görelim" yaklaşımına yol açmıştır.

6. Ekonomik Sürdürülebilirlik

BSF teknolojisi sürdürülebilirlik vaat ederken, sektörün başarısı büyük ölçüde ekonomik verimliliğe bağlıdır. Birçok şirket henüz balık unu veya soya unu gibi alternatif protein kaynaklarıyla rekabet etmek için gereken karlılığa ulaşamamıştır. Özellikle tropikal olmayan iklimlerde yüksek enerji ve işletme maliyetleri bu zorlukları daha da kötüleştirmektedir.

Avrupa ve Kuzey Amerika'da, böcek yetiştiriciliği için izin verilen atıklar üzerindeki sıkı düzenlemeler ve uygun olmayan coğrafyalardaki tam iklim kontrolü ihtiyacı nedeniyle bu giderlerin azaltılmasına odaklanılmaktadır. Sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve ısı geri kazanımı ekonomik ve ekolojik rahatlama sağlayabilir. Ancak böcek endüstrisi henüz emekleme aşamasındadır ve sistemlerin ve bileşenlerinin, sıfırdan geliştirilmese bile, yerel koşullara ayrı ayrı uyarlanması gerekmektedir. Rekabetçi durum nedeniyle, sektörler arası deneyim aktarımının sınırlı olması anlaşılır bir durumdur; bu da kendi Ar-Ge departmanlarına sahip olmanın önemini artırmakta ve özellikle başlangıç aşamasında maliyetleri önemli ölçüde yükseltmektedir. Ayrıca, birçok atık yönetimi şirketi, BSF gibi teknolojilere yatırım yapmak yerine kısa vadeli hissedar kârlarına odaklanmakta ve bu da sektörün büyüme potansiyelini sınırlamaktadır.

Bu zorlukların üstesinden gelmek için, çevre korumaya öncelik vererek daha fazla gelir elde edebilecek, istihdamı artırabilecek ve kamu yatırımı çekebilecek sürdürülebilirliğe odaklanmış kültürel bir değişime ihtiyaç vardır. Tropikal ülkelerde, iklimlendirme maliyetleri daha az önceliklidir. Çoğu durumda, sadece havalandırma sistemleri sürekli üretimi sağlamak için yeterlidir. Öte yandan, güvenilir, yüksek kalitede, sürekliliği olan bir atık kaynağına erişim, atığın diğer kullanım alanlarıyla rekabeti nedeniyle zorluk yaratabilmektedir. Meyve ve sebze atıkları, restoran atıkları veya hatta tavuk gübresi gibi "saf" organik atık kaynakları için bile genellikle zaten işleyen bir değer zincirleri bulunur. BSF endüstrisi bu kanallarla rekabet etmemeli ve bunları mevcut müşterilere bırakmalıdır. Bu nedenle, çoğu durumda atık temini, toplanan malzemenin (halk pazarlarından, restoranlardan veya hatta evlerden) ayrıştırıldığı ve kullanılmayan kısmın ayrı olarak bertaraf edildiği bir adımı içerir. Bu sürecin getirdiği ek maliyetler dikkate alınmalı, atık yönetimiyle ilgili faaliyetlerin gelir kaynağı olabilmesi sağlanmalıdır. 

Biyodönüşümden farklı olarak, yumurta üretimi sineğin tüm yaşam evrelerindeki ihtiyaçlarının karşılanmasını gerektirir. Bu, hayvanların çeşitli evrelerden mümkün olan en iyi şekilde geçebilmeleri için çeşitli çevresel koşulların veya habitatların yaratılması gerektiği anlamına gelir. Çok fazla manuel işlem gerektirir ve emek yoğun olma eğilimindedir. Nispeten düşük işçilik maliyetlerine sahip ülkeler rekabet avantajına sahiptir. Tesis operasyonlarının verimliliği güçlü kar marjlarını korumak için kritik bir önem taşır.  BSF çiftçiliğini, çiftçilerin günlük veya haftalık programlarına entegre eden ve arıcılığa benzer şekilde bunu yan bir iş olarak yürütmelerine olanak tanıyan standart bir operasyon protokolü uygulamak önemlidir. İşgücünü optimize etmek, süreçleri düzene koymak ve istikrarlı bir substrat tedarikini sağlamak, küçük çiftçilerin BSF çiftçiliğindeki ekonomik getirilerini en üst düzeye çıkarmaları için esastır.