Böcek endüstrisi hızla büyümeye devam ediyor. Vaad ettiği
sürdürülebilir bir hammadde kaynağı olduğu konusunda hiçbir tereddüt kalmadı.
Yapılan son çalışmalar böcek yetiştiriciliğinin yetişme ortamı, iklimlendirme
vb konuları giderek daha az içeriyor. Hemen tamamı kullanım alanlarına yönelik.
İtiraf edilmeyen edilse bile yeteri kadar önemsenmediğini
düşündüğüm üretim maliyetleri, özellikle yatırım için fon toplamakla meşgul aktörler
için zaman içerisinde çözülecek bir sorun olarak görülüyor. Oysa üretim
maliyetleri, yem hammaddesi olarak kullanılan soya, balık unu ve palm yağının
hala çok üzerinde. Arada 4-9 katlık fark, mucizevi bir teknik çıkmazsa kısa vadede
kapanacak gibi değil. Bu nedenle endüstrinin motorunu görece daha yüksek piyasa
değeri olan premium marka pet ürünleri oluşturmakta. Gelişim evrelerine
özelleşmiş balık ve tavuk yemi olarak kullanılması belki ama , endüstriyel standart yem(organik sertifkasyonu
dışında) olarak rekabet edebilir maliyetler ve fiyatlar söz konusu değil. Yine de canlı olarak kullanılması ile işleme maliyetlerinden kaçınmak ilk adım olabilir. Bu durumda canlı larvaların hayvanlara sunulmasında uygun otomasyon ve makine çözümleri ile stoklama sorunu ortaya çıkıyor ama bu durum aşılamayacak bir engel değil. Uzatmayayım çiftlik hayvanlarında alternatif yem olarak böcek kullanılması
için uzun zaman geçecek. Bu durum yatırımcılar için cesaret kırıcı olabilir. Ama
öte yandan çok daha heyecan verici başka gelişmeler yaşanıyor.
Black soldier fly özelinde larvalarından elde edilen
protein, yağ, kitin, melanin bilinen yüksek katma değerli hammaddeler. Bunlar, yem
dışındaki endüstrilerde mevcut hammaddelere belirgin üstünlük sağlayan özellikler
taşıyor. Antioksidan, antibakteriyel, antifungal etkisi yüksek, içerisinde
keşfedilmeyi bekleyen pek çok biyoaktif molekül içeren bir hammadde söz konusu.
Son yayınlar tamamen bu konular üzerinde yapılan çalışmaları içeriyor. Yüksek
katma değerli ürünler, yüksek kar marjları içerdiği için hammadde üretim
maliyetleri yem endüstrisinde olduğu gibi göz korkutucu değil. Aynı zamanda
ölçek ekonomisinin getirdiği çok yüksek yatırım maliyetleri de görece düşüyor. Daha
nitelikli insan kaynağının daha rafine yatırımcıların ve vizyon sahibi
fonlayıcıların zamanı başlıyor. Ayrıca biyolojik bilimler kadar hatta daha
fazla mühendisliklerin (Makine, gıda, kimya vb) ağırlığı söz konusu. Multidisipliner
bir ekibin altından kalkabileceği bir alan. Ülke olarak makus kaderimizi yenebilir,
işlenmemiş hammadde tedarikçisi rolümüzden bu alanda sıyrılabiliriz. İklim avantajımıza,
nitelikli insan kaynaklarımızı eklediğimizde böcek endüstrisi ülkemize parlak
ufuklar vaad ediyor.
Çamlıdaki işletmemizde hibrit bir model kullanıyoruz. Merkezde yumurta ve bebek larva üretimi yapan tesisimiz var. Alt yapısı olan, bu tesisten bebek larvaları ya da yumurtaları alarak kendi çiftliğinde besleyip canlı formda tavuklarına sunuyor. Yeri, işgücü veya atık kaynağı olmayan işletmeler için ise merkezi tesiste araştırmalar için kullanılan fazlalık ya da "hurda🙂" larvalar veriliyor. Bu şekilde toplamda 700 civarı tavuk stoğu larva ile beslenmekte. Uygulamamıza katılan küçük işletme sayısı ve toplam tavuk stoğu giderek artıyor. Aramızda para alışverişi yok. Dayanışma ruhu ile ilerliyoruz. İhtiyaç olursa merkezdeki tesise işgücü ve malzeme desteği vereceklerini biliyorum. Küçük hediyeler(bahçelerinden topladıkları incir, erik, sebze vb) getiriyorlar. Doktorluk yaparken yaşadığım duygusal tatmini hiç aramıyorum. Eğer merkezdeki tesisi yönetecek iyi yetişmiş insan kaynağı varsa kesinlikle sürdürülebilir bir model. Teknik boyutunu ve ayrıntılarını ailemiz biraz daha genişleyince paylaşacağım. Eğer bu modeli kendi coğrafyalarında uygulamak isteyen aileler olursa elimden gelen desteği vereceğimi bir kez daha söylemek isterim.