Black Soldier Fly sezonu pek çok coğrafyada kapandı. Bu konuya ilgi duyan ve yetişiricilik yapmak isteyenler için başvuranlara ilk denemelerini kış aylarında yapmalarını tavsiye etmedim. Mevsim koşullarına bağlı iklimlendirme ihtiyaçları nedeni ile muhtemel bir başarısızlığın cesaretlerini kırmasını istemiyorum. Ülkemizde farkındalık arttıkça BSFL yetiştiriciliği yaparak hayatını kazanma planları yapan girişimci sayısında da artış gözlemliyorum. Bu alana yatırım yapmak isteyen bazı sermaye sahipleri ile de görüşmelerim oldu. Onlara da yaptığım bazı tavsiyeleri burada tekrarlamak istiyorum. Ülkemizde büyük ölçekli bir işletme deneyimi yok. Ya da ben bilmiyorum. Böcek yetiştiriciliğinin ekolojik yararları ülkemizin ihtiyaçları, protein için dışarı ödenen rakamlar düşünüldüğünde heyecan verici bir iş modeli gibi görünüyor. Ancak ne yazık ki daha önceki bazı yazılarımda da işlediğim gibi BSFL proteini üretimi ve toptan satışı piyasadaki eşdeğeri olan balık unu ile karşılaştırdığınız zaman getirisi olan bir iş gibi görünmüyor. Toptan satışlara göre birim fiyatları karşılaştırılamayacak kadar yüksek olan parakende satışlar üzerinden yapılacak bir iş planı ise kısa bir süre sonra oluşacak rekabet nedeni ile hayal kırıklığına gebe. Tuzu kuru Batılı ülkeler için böcek çiftçiliği 2030 yılında yaşanması muhtemel gıda krizine şimdiden yapılan bir hazırlık. Devasa ölçekte ve çok yüksek maliyetlerle kurulmuş bu tesislerin mevcut maliyetlerle karlı bir işletme olması olası değil. İşgücü maliyetleri düşük olan ülkeler farklı üretim modelleri ile uzun süredir büyük ölçekte üretim yapıyorlar. Birim maliyetleri oldukça düşük olduğu için karlılık ve pazar konusunda sorun yaşamıyorlar. Ülkemiz bu iki durumun ortasında koşullara sahip. İş gücü batılı ülkeler kadar yüksek olmamakla birlikte makinalaşma ve enerji maliyetleri hiç de az değil. Süreç solucan gübresinin hazin hikayesine evrilmeden önce ülkemizdeki bazı koşulların düzelmesini zorlamak lazım. Bu konularda durumdan vazife çıkaracak üretici ya da üretici adaylarına ihtiyaç var.
1- Ülkemizdeki mevzuat konusunda hala bir ilerleme yok. Her üretici adayı İl-İlçe Tarım Müdürlüklerine ya da doğrudan Bakanlığa üretim izni için dilekçeyle başvurmalı. Başvurularının ağırlığını artırmak için ellerindeki tüm sosyal ya da siyasi gücü kullanmalarını öneriyorum. Olumsuz bir cevap verilmesi cesaretinizi kırmasın başvuru sayısı arttıkça üzerlerindeki baskı da artacak
2- Mevcut rakamlarla küçük ve orta ölçekli bir işletmenin toptan satış yaparak balık ve tavuk yemi üreticileri ile rekabet etmelerini pek olası görmüyorum. Tonlar ölçeğinde merdiven altı üretim yaparak ancak ayakta kalınabilir. O nedenle küçük ölçekli bir üretim tesisi kurarak deneyim kazanmaya başlanmalı. Hiç de uzak olmayan bir gelecekte mevcut durum sürdürülebilir olmadığından dönüşüme hazır olunmalı.
3- Böcek proteininin kullanım değeri yüksek. Pek çok ekolojik fayda söz konusu. Ama değişim değeri bununla uyumlu değil. Değerin değil fiyatın konuşulduğu günümüz dünyasında bu işi yaparken dönüştürdüğünüz çöpü, avlanmasına engel olduğunuz balığı, ticari yem tüketmekten kurtardığınız tavuğu, tasarruf ettiğiniz temiz su kaynaklarını, karbon emisyonunu düşünün ve cesur olun.
4- Yakın çevrenizde üretim yapan küçük tavuk ya da balık işletmeleri ile konuşun. Onların yem maliyetlerini, sizden larva alarak yapacakları tasarrufu öğrenin. Buna göre belirleyeceğiniz kapasite ve bununla uyumlu gelir hedefi koyun.
5- Eğer kendi tavuk ya da balık işletmeniz varsa ve coğrafyanız da uygunsa hiç durmayın hemen fizibilite çalışmalarına başlayın. İşletmenin kendi atıklarını ya da yakın bir yerden sağlayacağınız toksik kontaminasyonu olmayan atık kaynaklarını araştırın. Kendi küçük tavuk ve balık işletmesinde kullanmak üzere BSFL yetiştirmek isteyenlere özellikle destek vereceğimi unutmayın.