7 Ağustos 2017 Pazartesi

Ne yapmak lazım...



Black Soldier Fly yetiştirciliği AB mevzuatında beklenen değişikliklerin Temmuz ayında gerçekleşmesi ile birlikte patlama yaşıyor. İlk BSFL ürünlerinin 2018 yılının başında Avrupa ülkelerinde kullanılmaya başlanacağı öngörülüyor. Güney Afrika Cumhuriyetinde üretim yapan Agriprotein firması Suudi Arabistanda üç üretim merkezini 2018 yılında faaliyete geçiriyor.  Suudi Arabistan bu merkezlerin açılması ile birlikte kanatlı üretiminde kendi kendine yeten bir ülke olmakla ve sınırlı tatlı su kaynakları nedeni ile yem hammaddesi üretiminde sağlayacağı çevresel tasarruflarla öğünüyor. Fransız Ynsect ve Hollandalı Protix devasa kapasiteli böcek üretim çiftliklerini hayata geçiriyor.
Ülkemizde geçtiğimiz yıl 155 milyon dolarlık yem hammadesi ithalatı gerçekleştirildi ve yüksek balık unu talebi nedeni ile Karadenizdeki türlerin %60'ının aşırı avlanmaya bağlı olarak tehdit altında olduğu söyleniyor. Aynı risk Akdeniz ekosistemi için de geçerli. Öte yandan en son 2013 yılında görülen ve dönemsel olarak Peru kıyılarında yaşanan El Nino kasırgası balık unu market fiyatlarını belirleyen en önemli faktör. Birkaç yıl daha 1200-1700 dolar arasında seyretmesi öngörülen balık unu fiyatları meteorolojik bir sürprize bağlı olarak bir anda iki katına çıkabilir. Üretilen her 1 pound somon balığı proteini için 1.3 pound balık unu kullanılıyor. 2013 yılında doğal ortamlarında avlanan balık miktarını geçen ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde tüm balık proteini üretiminin %68'ini oluşturacak kültür balıkçılığı üretimi için ise elimizdeki seçeneklerle sürdürülemez bir durum söz konusu. Balık yetiştiriciliğinde balık unun önemli bir alternatifi böcek proteini ve önümüzdeki  5 yılda balık yemi hammaddesi olarak %5 pay sahibi olacak. Bunun market değeri ise 1.6 milyar dolar. Ülkemizde bu alanda yürütmeye çalıştığım farkındalık ve lobi faaliyetleri çerçevesinde Tarım Bakanlığı, Üniversiteler, Ziraat bankası yetkililerine durumu aktardım. Fazlası ile ilişki kurmaya çalıştığım için üniversitelerden bir katkı gelmeyeceğinden nerede ise eminim. Devletin  duyarlılığını ise yaşayıp göreceğiz. 
Önemli bir bilgi ve deneyim gerektiren böcek yetiştiriciliği konusunda sabırlı ve istikrarlı çalışmalara ihtiyaç var. Girişimcilerin önemli bir kısmında konunun ticari bir değer kazanması için gerekli sabır ve teorik altyapı eksikliği bunun yanında gereksiz bir kıskançlık gözlemliyorum. İyi eğitim almış, çevre duyarlılığı yüksek, nitelikli üreticilerin ise bu alanda kilit bir öneme sahip olduğu kanısındayım. Onlar da biraz entellektüel kibir,  biraz tuzu kuruluk ve yaşama bakış farklılıkları nedeni ile işin ticari boyutuna mesafeli duruyorlar. Avrupada bu alana ayrılmış fonları kullanan çevre örgütlerinin gerçekleştirdiği pilot çalışmalar büyük sermaye gruplarına karşı küçük girişimci ve işletmeler lehine rol oynayarak ihtiyaç duyulan bilgi ve deneyimi oluşturuyor,  raporluyor ve paylaşıyorlar. Bizim de benzer modelleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Bir kez daha neler yapabileceğimizi değerlendirelim ve tarihe not düşeyim istedim.