30 Eylül 2024 Pazartesi

Dum Spire Spero(Nefes alıyorsak hala umut vardır)

 


Böcek endüstrisi hızla büyümeye devam ediyor. Vaad ettiği sürdürülebilir bir hammadde kaynağı olduğu konusunda hiçbir tereddüt kalmadı. Yapılan son çalışmalar böcek yetiştiriciliğinin yetişme ortamı, iklimlendirme vb konuları giderek daha az içeriyor. Hemen tamamı kullanım alanlarına yönelik.

İtiraf edilmeyen edilse bile yeteri kadar önemsenmediğini düşündüğüm üretim maliyetleri, özellikle yatırım için fon toplamakla meşgul aktörler için zaman içerisinde çözülecek bir sorun olarak görülüyor. Oysa üretim maliyetleri, yem hammaddesi olarak kullanılan soya, balık unu ve palm yağının hala çok üzerinde. Arada 4-9 katlık fark,  mucizevi bir teknik çıkmazsa kısa vadede kapanacak gibi değil. Bu nedenle endüstrinin motorunu görece daha yüksek piyasa değeri olan premium marka pet ürünleri oluşturmakta. Gelişim evrelerine özelleşmiş balık ve tavuk yemi olarak kullanılması belki ama , endüstriyel standart yem(organik sertifkasyonu dışında) olarak rekabet edebilir maliyetler ve fiyatlar söz konusu değil. Yine de canlı olarak kullanılması ile işleme maliyetlerinden kaçınmak ilk adım olabilir. Bu durumda canlı larvaların hayvanlara sunulmasında uygun otomasyon ve makine çözümleri ile stoklama sorunu ortaya çıkıyor ama bu durum aşılamayacak bir engel değil. Uzatmayayım çiftlik hayvanlarında alternatif yem olarak böcek kullanılması için uzun zaman geçecek. Bu durum yatırımcılar için cesaret kırıcı olabilir. Ama öte yandan çok daha heyecan verici başka gelişmeler yaşanıyor.

Black soldier fly özelinde larvalarından elde edilen protein, yağ, kitin, melanin bilinen yüksek katma değerli hammaddeler. Bunlar, yem dışındaki endüstrilerde mevcut  hammaddelere belirgin üstünlük sağlayan özellikler taşıyor. Antioksidan, antibakteriyel, antifungal etkisi yüksek, içerisinde keşfedilmeyi bekleyen pek çok biyoaktif molekül içeren bir hammadde söz konusu. Son yayınlar tamamen bu konular üzerinde yapılan çalışmaları içeriyor. Yüksek katma değerli ürünler, yüksek kar marjları içerdiği için hammadde üretim maliyetleri yem endüstrisinde olduğu gibi göz korkutucu değil. Aynı zamanda ölçek ekonomisinin getirdiği çok yüksek yatırım maliyetleri de görece düşüyor. Daha nitelikli insan kaynağının daha rafine yatırımcıların ve vizyon sahibi fonlayıcıların zamanı başlıyor. Ayrıca biyolojik bilimler kadar hatta daha fazla mühendisliklerin (Makine, gıda, kimya vb) ağırlığı söz konusu. Multidisipliner bir ekibin altından kalkabileceği bir alan. Ülke olarak makus kaderimizi yenebilir, işlenmemiş hammadde tedarikçisi rolümüzden bu alanda sıyrılabiliriz. İklim avantajımıza, nitelikli insan kaynaklarımızı eklediğimizde böcek endüstrisi ülkemize parlak ufuklar vaad ediyor.

Çamlıdaki işletmemizde hibrit bir model kullanıyoruz. Merkezde yumurta ve bebek larva üretimi yapan tesisimiz var. Alt yapısı olan, bu tesisten bebek larvaları ya da yumurtaları alarak kendi çiftliğinde besleyip canlı formda tavuklarına sunuyor. Yeri, işgücü veya atık kaynağı olmayan işletmeler için ise merkezi tesiste araştırmalar için kullanılan fazlalık ya da "hurda🙂" larvalar veriliyor. Bu şekilde toplamda 700 civarı tavuk stoğu larva ile beslenmekte. Uygulamamıza katılan küçük işletme sayısı ve toplam tavuk stoğu giderek artıyor. Aramızda para alışverişi yok. Dayanışma ruhu ile ilerliyoruz. İhtiyaç olursa merkezdeki tesise işgücü ve malzeme desteği vereceklerini biliyorum. Küçük hediyeler(bahçelerinden topladıkları incir, erik, sebze vb) getiriyorlar. Doktorluk yaparken yaşadığım duygusal tatmini hiç aramıyorum. Eğer merkezdeki tesisi yönetecek iyi yetişmiş insan kaynağı varsa kesinlikle sürdürülebilir bir model. Teknik boyutunu ve ayrıntılarını ailemiz biraz daha genişleyince paylaşacağım. Eğer bu modeli kendi coğrafyalarında uygulamak isteyen aileler olursa elimden gelen desteği vereceğimi bir kez daha söylemek isterim. 


14 Mart 2024 Perşembe

Gıda olarak böcek ürünlerinin kullanımında tüketici kabulü

 IT'S HERE: EU Consumer Acceptance of Edible Insect Survey 🌱


We are thrilled to inform you that the much-awaited EU Consumer Acceptance Survey on Edible Insects is finally out!

The survey boasts one of the largest samples across Europe’s six largest markets, and it was conducted by accredited external researchers with support from academia.

The EU Consumer Acceptance Survey on Edible Insects highlights that six out of ten Europeans who tried insect-enriched products rated the taste as “very good” with the age group 25-44 most prone to consuming the products.

The survey questionnaire also aimed to identify food categories where insect-enriched products have gained popularity, while ascertaining the population demographic that the novel food industry can consider as early adopters.

According to the collated data, taste, market availability, health benefits, product pricing, environmental sustainability, and food origin are the key factors that drive changes in food habits.

Sports supplements are amongst the most appealing insect-enriched food products, with 71% of the respondents saying they would consume them.

Men who exercise regularly (76%) are more likely to integrate food products made with insect ingredients in their diets than women (65%) from the same group. An interesting survey finding is respondents’ preference for insect-enriched sports supplements due to their rich vitamin and mineral contents (71%) rather than the high amounts of protein in them (29%).

While consumers do take into consideration environmental sustainability (25%) when purchasing insect-enriched foods, product taste (71%), health benefits (47%) and pricing (45%) pull the heaviest weight on their preferences.

9 Şubat 2024 Cuma

Böcek Proteini ve Yağı İçeren Köpek Maması Üretimi-İzmir Büyükşehir Belediyesi

 

Ülkemizdeki dişe dokunur üretim yapan en yüksek kapasiteli tesis İzmir Büyükşehir Belediyesine aittir ve üretilen larva unu ve yağı, barınaklarında misafir ettikleri köpeklerin mama içeriğinde kullanılmaktadır. Bu tesiste çalışan aidiyet duygusu yüksek insan kaynakları, küçük çaplı bir mucize gerçekleştiriyorlar. Benim de bir parça tuzum bulunduğu için gurur duyduğum bu uygulamada, eşine az rastlanır bir faaliyet yürütülüyor. Kilogram fiyatı 300-500 lira olan ithal böcek bazlı köpek mamalarına eşdeğer kalitede üretim yapıyorlar. Aylık 1.5 ton larva üretimi var, ayda ortalama 15 ton atık değer kazanıyor. Mama içeriğinde larva proteini ve yağı dışındaki hammaddeler de büyük oranda ücretsiz(bağış) olarak temin edildiği için tüm maliyetler çıktıktan sonra belediyenin 10 milyon tl/yıl gibi bir tasarrufu var. Artık benzer bir tesisi kurabilecek kadar bilgi ve deneyime sahip en az 5 personel yetişmiş durumda. Her şey dökümante edilmiş, iş akışları görev tanımları çıkarılmış pırıl pırıl bir tesis. Yurt dışından gelen ziyaretçiler de çok etkileniyor ve örnek alıyorlar. Ülkemizde böcek biyoteknolojini kullanma sürecinde önemli bir aşama olan pilot tesis ölçeği aşılmış, insan kaynağı hazırlamak için gerçek bir ortam yaratılmış durumda. Çok önemli ve değerli buluyorum. Uygulama atık kaynağı olarak zincir marketlerin çatal öncesi atıklarını kullandığı için AB regulasyonlarına da uygun bir üretim yapıyorlar. 

Araştırma tesisimizde üretilen larva yağının doku kültürü üzerinde yapılan testleri sonuçlandı. Fibroblast dediğimiz yara iyileşmesinde önemli rol oynayan hücreleri olumlu yönde etkiliyor, toksik etki göstermiyor. Bu sonuçlar larva yağının yara iyileşmesine katkıda bulunan bazı ürünlerin içeriğinde yer alabileceğini gösteriyor. Ayrıca keratinositleri inhibe ettiği için sedef hastalığında kullanım alanı da olabilir gibi görünüyor. Elbette ilaç içeriğinde yer alması oldukça uzun bir yolculuk, ama ilk işaretler çok olumlu. 

Siyah Asker Sineği üretimi ile ilgili çalışmalar, farklı diyet uygulamaları ile rezidünün kullanımı alanına yoğunlaşmış durumda. Çevresel etkileri azaltmak amacıyla alternatif sürdürülebilir hammaddelere olan talep giderek artmakta, yasal düzenlemeler ve çevre vergileri ile sürdürülebilir hammaddelerin fiyatları rekabet edebilir noktaya yaklaşmakta. Ancak böcek ürünlerine olan talebi karşılayabilecek kapasitede üretim olmadığından ve maliyetlerin yüksekliğinden pazar payı hala çok düşük. 

Geleceğe dair daha iyimser bakabiliyorum. Tarım Bakanlığının konuya ilgisinin yeniden artmış olduğunu duydum. Umarım yakında yasal düzenleme konusunda bir gelişme olur.